Uzman Klinik Psikolog Serap Sözen
Panik bozukluğu, ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan, yoğun korku, rahatsızlık ve endişe hisleriyle beliren bir tür anksiyete bozukluğudur. Panik ataklar, kısa süreli ve tekrar eden korku veya rahatsızlık nöbetleridir ve çeşitli fiziksel semptomlarla birlikte ortaya çıkabilir. Bu semptomlar arasında göğüs ağrısı, nefes darlığı, baş dönmesi, kalp atışlarında artış, titreme ve mide bulantısı yer alır. Ayrıca, kişinin kötü bir şey olacağı, öleceği veya delireceği endişesi gibi bilişsel belirtiler de görülebilir.
Panik ataklarının sona ermesinden sonra, bir sonraki atak yaşama korkusu da gelişebilir. Bu durum, kişinin belirsiz zamanlarda ve mekanlarda bir panik atak yaşama endişesini içeren bir beklenti anksiyetesi yaşamasına neden olabilir.
Panik bozukluğu, DSM-IV’e göre, agorafobi varlığına bağlı olarak iki alt türe ayrılmaktadır: agorafobi olmadan panik bozukluğu ve agorafobi ile birlikte panik bozukluğu. Agorafobi, genellikle kalabalık ortamlardan, toplu taşıma araçlarından veya evden uzakta bulunma korkusu olarak tanımlanır.
Panik atakların oluşumunda çeşitli etkenler rol oynar. Özellikle yaşanan stresli olaylar, genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve beyindeki kimyasal maddelerdeki dengesizlikler panik atakları tetikleyebilir. Bu nedenle, psikiyatrik ilaçlar ve sosyal destek önemli bir rol oynayabilir.
Sakinleştirici ilaçların ani kesilmesi, kişilik yapısı, aile bireyinin kaybı gibi duygusal travmalar, cinsel saldırılar gibi yaşanan olumsuz deneyimler de panik atak bozukluğunu tetikleyebilir. Bu gibi durumlarda, aile ve yakın arkadaşlardan gelen sosyal destek büyük önem taşır.
WhatsApp us