Uzman Klinik Psikolog Serap Sözen
Psikoterapi
nedir ve ne işe yarar sorusu günümüzde yanıtına dair halen merak ve kuşku
barındıran bir soru olarak gündemde yerini almakta. Günümüzde “terapi” tanımı
altında kişiye fayda sağlamaktan çok uzakta olduğu gibi zarar vermesi de
oldukça mümkün uygulamaların bilinçsizce uygulandığını üzülerek görmekteyiz. Psikoterapinin
ne olduğuna dair açıklayıcı bir yazıyla bu kavramı biraz daha netleştirmek
istiyorum.
Psikoterapi
ruhsal sağaltım sürecine verilen isimdir. Sağaltım ise iyileştirme, tedavi
anlamına gelmektedir. Psikoterapötik bir uygulama yapmak demek uygulamaya maruz
kalan kişinin ruhsal süreçlerine yakından bakarak günlük hayatında karşılaştığı
yaşam olaylarında yaşadığı tıkanıklıkların kök sebeplerini anlayarak onarmaya,
iyileştirmeye çalışmak demektir. Bu açıdan bakıldığında psikoterapötik bir
diyaloğu sıradan bir sohbetten ayıran temel unsuru da kolaylıkla görebiliriz.
Bir yakınımızla konuşmak, dertleşmek, sohbet etmek iyi hissettirebilir. Ancak
bir iletişimin terapötik olabilmesi için davranışların kaynağında yer alan
ruhsal süreçlerin anlaşılması, işlevsiz düşünce ve davranış kalıplarının
değiştirilmesi, kişinin bakış açısının ve duygulanımın kalıcı bir biçimde
dönüştürülmesi gereklidir. Böylesine zor ve yanlış bir müdahale halinde ciddi
bir ruhsal zarara dönüşebilecek olan süreci bu işin profesyoneli olmayan
birisinin uygulaması da oldukça tehlikelidir.
Psikoterapi
ruhsal ameliyata benzetilebilir. Nasıl ki bir cerrah ameliyat edeceği beden
bölgesine neşterini dikkatlice indirir ve komşu bölgelerin hasar görmemesi için
hassasiyetle çalışırsa, psikoterapi yaklaşımı konusunda ehil hale gelmiş bir
psikoterapistte sözcüklerini bir neşter misali kullanırken ruhun sağlam olan
parçalarına da zarar vermemek için çabalar. Bu nedenle bir cerraha ameliyatı nasıl
gerçekleştirmesi gerektiğini söylemediğiniz, onun uzmanlığına güvenmeyi
seçtiğiniz gibi ruhsal operasyonu uygulayacak psikoterapistinize ameliyat
sahası olan terapi odasında neyi, nasıl yapacağını söylememeniz gerekir.
Uzmanınızın güvenirliğinden eminseniz ruhsal operasyonunuzun sağlıklı bir
şekilde gerçekleştirilmesi için kendinizi onun bilgi, beceri ve deneyimine
teslim etmelisiniz. Her cerraha güvenemeyeceğiniz gibi her psikoterapiste
güvenememeniz de anlaşılabilir ve gereklidir de. Makul miktarda şüphe
barındırarak terapistinizin yetkinliğini terapiye başlamadan önce
araştırmalısınız. Bilgi, tecrübe ve yetkinliğinden emin olamadığınız bir
cerraha kendinizi emanet etmeyeceğiniz gibi psikoterapistinizde yetkin ve etkin
bir kişi değilse ona da kendinizi emanet etmemelisiniz. Ruhsal sağaltım yani
psikoterapi süreci hakkında çok şey biliyor olmak uygulamada da yeterli ve
yetkin olunduğunun göstergesi değildir. Ancak elbette her ilk karşılaşma birçok
şüpheyi de barındırdığı için psikoterapistinizin size faydalı olup olmadığını
anlamanız içinde belli bir süre terapide kalmanız gerekli olabilir.
Başarılı
bir ameliyat için gerekli olan temel koşulların ilki ameliyatı gerçekleştirecek
olan uzmanın bilgisi, donanımı ve tecrübesi olduğu kadar uygulama yapılacak
olan sahanın, yani ameliyathanenin sterilizasyonunun sağlanmış olmasıdır. Aynı
şey psikoterapi süreci içinde geçerlidir. Terapist ve danışan arasındaki
ilişkiyi düzenleyen ve terapötik saha olan terapi odasının sterilizasyonunu
sağlayan şey ise “terapötik çerçeve”, diğer bir deyişle seans kurallarıdır.
Terapötik çerçeve danışan ve terapist arasındaki ilişkinin hangi kurallar
altında, nasıl yaşanacağını belirleyen kurallar bütünüdür. Terapiye başlamadan
önce terapötik çerçeve üzerinde terapist ve danışan anlaşırlar ve süreç içinde
yaşanacak ilişkinin terapötik düzeyde olabilmesi, kalabilmesi için her ne
olursa olsun önceden uzlaşılmış bu kurallara sadık kalarak hareket ederler. Bu
terapötik çerçeve seans günü ve süresinin belirlenmesi, sabitliğin korunması,
ödeme şekli ve miktarının netleştirilmesi, hangi durumlarda seansların
gerçekleştirilmeyeceğinin önceden konuşulması, tatillerin planlanması, görüşmelerin
online olarak mı yüzyüze bir biçimde gerçekleştirileceği, iptal veya gelememe
durumlarında hangi koşullarda telafi seanslarının uygulanabileceği gibi
detayları içerir. Psikoterapistin benimsediği tedavi yaklaşımının kendine özgü
başka kuralları da olabilir. Tüm bunlar gerekçeleriyle birlikte danışana
açıklanır ve üzerinde uzlaşılabildiği takdirde terapötik süreç başlar. Çerçeve
ihlalleri söz konusu olursa bunlar terapi süreci içinde işlenir ve anlaşılmaya
çalışılır. Bu ihlallerin danışanın terapi süreci dışındaki ilişkilerinde benzer
tezahürleri olup olmadığına bakılarak danışan kişi terapistiyle olan ilişkisi
üzerinden değişime davet edilir. Bu söylenenler bazı danışan adayları için
fazla resmi, fazla ciddi, profesyonel ve katı görünebilir. İnsanların psikoterapiden
çoğunlukla bilinçdışı bir biçimde bekledikleri genellikle terapistleriyle çok
yakın ve sınırların belli belirsiz olduğu bir ilişkisel süreç içinde olmaktır.
Bu kadar yakın ve özel bir ilişkinin terapötik çerçeve sayesinde danışan ve
terapisti birbirinden ayrıştıran doğası katı, resmi, profesyonel bulunarak
ayrışma ihtiyacı reddedilmek istenir. Ancak nasıl ki hiçbir hijyen koşulunun
sağlanmadığı, alelade bir ortamda ameliyat olmayı kabul etmezseniz, terapötik
alanın sterilizasyonunu sağlayan çerçeve olmadan da gerçekleştirilmeye
çalışılan ruhsal operasyon enfekte olma riskine ruhunuzu açık tutar.
Bir
terapi sürecindeki danışana dair en önemli veri danışanın anlattıklarından
değil, terapistiyle bilinciyle ve bilinçdışı düzeyde kurduğu ilişki yoluyla
gelen veridir. Danışanın terapistine karşı hissettikleri, ona yüklediği
anlamlar ve terapistin terapötik ilişki içinde danışanına karşı hissettikleri
danışanının terapi odası dışındaki ilişkilerinde ilişki nesneleriyle kurduğu
ilişkinin bir örneği olarak kabul edilir. Terapist danışan ikilisi arasındaki
ilişki danışanın ilişki dünyasında olan bitenlere açılan bir kapıdır
denilebilir. Bu ikili arasındaki ilişkideki tıkanıklıklar ya da uyumluluk
halleri uygun bir biçimde işlenirse danışan olan kişi için sağaltıcı,
iyileştirici bir etki yaratır. Ruhsal operasyon başarılı oluyor demektir. Bazen
de danışan olan kişi bilinçdışı bir biçimde terapistine ilişki nesneleri ona
nasıl davranıyor ve nasıl hissettiriyorsa o şekilde davranarak ve hissettirerek
hayatında olan biteni sahneleme yoluyla anlatır. Deneyimli bir psikoterapist bu
sahnede kendisine bir rol atfedildiğinin farkında olarak, danışanın
dışavurumunu kişisel bir tepki olarak almaz ve danışanı için fayda sağlayacak
şekilde yorumlar ya da ona işlevsel bir şekilde yansıtır.
Eğer
bir ilişkisel süreç yukarıda anlatılan temel prensiplerden yoksunsa terapötik
olmaktan çok uzaktadır. “Terapist” olarak kendisini tanıtan kişi danışanıyla
arkadaşça bir ilişki içindeyse, danışanıyla terapi odası dışında bir ilişki ve
iletişim sürdürüyorsa, danışan olan kişi terapistine günün hangi saatinde
olursa olsun ulaşabiliyorsa, terapi danışana ya da terapiste kolaylık olsun
diye cafe, restaurant, park..vb açık bir alanda yapılmaya çalışılıyorsa, danışan
terapötik çerçeveyi bozan davranışlar sergiliyor ve terapist olan kişi de bunu
uygun bir biçimde sınırlamıyor veya sınırlandıramıyorsa, danışan terapistinin
özel hayatı hakkında birşeyler biliyorsa, terapist danışanından gelen
hediyeleri geri çevirmiyorsa ve belki de en kötüsü terapist ve danışan
birbirleriyle cinsel münasebette bulunuyorlarsa böyle bir ilişki asla terapötik
değildir. Ve bu etik hususlara azami surette dikkat ve özen göstermeyen bir
kişi de ne kadar çok eğitim almış olursa olsun psikoterapist olarak tanımlanamaz.
Yazıdan
da anlaşıldığı üzere psikoterapi yapmak ciddi bir uğraş içinde olmak demektir.
Yaptığınız uygulamanın sağaltıcı bir etkisi olmuyorsa bile zarar verici
olmasından azami surette kaçınılması gerekir. Bunun en etkin ve belki de tek
gerçek yolu terapötik çerçeveye sadakatle bağlı kalıp ona göre hareket
etmektir. Danışan adayı olan kişiler psikoterapist seçimlerinde bu hususları
göze alarak hareket edebilirler. Söz edilen terapötik tutumların dışına
çıktığını hissettikleri kişi ya da kurumları bırakmakta tereddüt
etmemelidirler. Her işi layığıyla yapan kişi ve kurumlar olduğu gibi kendi
menfaatlerini danışanlarının ruh sağlığının önüne koyan kişi ve kurumlarda
mevcuttur maalesef. Psikoterapiye başlamak istedikleri halde doğru terapisti
veya kurumu bulmakta zorlanan ve ne yapacaklarını bilemeyen kişiler varsa
danışmak için istedikleri zaman kurumumuz olan Temas Psikolojik
Danışmanlık Merkezi’yle iletişime geçebilirler.
Ruh
sağlığı alanında bir adım atmak isteyen herkese kolaylıklar ve etkin, etik
ilkelere bağlı meslektaşlarımla yaşayacakları verimli bir psikoterapi süreci
dilerim.
WhatsApp us