Uzman Klinik Psikolog Serap Sözen
Fanatizm, basit anlatımıyla,kişinin herhangi bir konuyla, kişiyle ve/veya durumla ilgili olarak kendi görüşlerinin, düşüncelerinin, inançlarının ve değer yargılarının tamamen doğru olduğuna inanıp zıt görüşü ve o görüşü savunanları, o görüşlerinde haklı, doğru yanlar olsa bile tamamı ile reddetmesidir. Fanatik kişi, fanatiği olduğu dini inancı, siyasi görüşü, takımı, ideolojiyi vs. vs. diğerlerinden üstün tutar. Bu üstün tutan inanç sayesinde, kişi kendisine adeta bir kimlik oluşturur. Fanatiği olduğu şey ya da kişi her neyse bu kendisine bir kimlik duygusu vermekte, kim olduğunu açıklamaktadır. Örneğin Fenerbahçe takımını fanatik bir şekilde destekleyen kişi fenerbahçeli olmakla ifade etmektedir kendisini. Takımının yenilgisini, bir savaşta sanki kendisi yenilmiş gibi büyük bir hezimet duygusu ile yaşamakta, takımının galibiyetini ise sanki kendisi büyük bir zafer kazanmış edasıyla karşılamaktadır.
Fanatizm yaratan kişiler, tüm fanatizmlerin özdeşleşmeden kaynaklandığını ve bunu kendi çıkarları için nasıl kullanacaklarını çok iyi bilirler. Özdeşleşme veya başka bir deyişle özdeşim kurma demek, bir kişiyi, örneğin belli bir ürünü alırsa, belli bir siyasetçiyi desteklerse, belli bir inancı benimserse, belli bir takımı tutarsa, bu ürün, bu politikacı, bu dini inanç,bu takım sayesinde kendisinin de değerli, önemli, başarılı, hayranlık uyandırıcı, etkileyici -kişi ne ile özdeşleştirilmek isteniyorsa o- olacağı algısını yaratmaktır. Kişi kendisiyle özdeşim kurdurulan ürün, siyasi, dini görüş, inanç, takım vs. aracılığıyla kendi kendisini değerli hisseder. Büyük markalar, popüler futbol takımları, ünlü siyasetçiler, din adamları kişileri kendi inandıklarıyla özdeşleştirmesen fanatizmi yaratamayacaklarını çok iyi bilirler. Peki fanatizm yaratmak, insanları bir markayla, bir dini/siyasi görüşle, bir futbol takımıyla özdeşleştirmek neden bu kadar önemlidir? Bir insanın bu özdeşim sürecinden kendisinin de bir menfaati yoksa neden böyle bir zahmete girer ki? Önce ilk soruyu yanıtlayalım: Fanatizm yaratarak herhangi bir görüş, takım, siyasetçi… vs. ile özdeşleşen kişi özdeşim kurduğu kişinin, takımın, inancın, siyasetçinin vs. her dediğini, her yaptığını sorgulamadan, içindeki tutarsızlıkları, mantıksızlıkları vs. fark etmeden, fark etse bile görmezlikten gelerek ona inanmayı ve ona olan bağlılığını sürdürür. Dolayısıyla fanatizm sayesinde bir insanı sömürmek, kullanmak çok kolay hale gelir. Adeta bir büyünün tesiri altına girmiş gibi gözüken fanatik kişi özdeşleştiği siyasetçinin, din adamının, ideolojinin, futbol takımının vaat ettiği şey herneyse ona erişebilmek için elinden gelen herşeyi yapmaya hazır hale gelir ve yapar. Mantık, sorgulama, düşünme gibi beceriler devre dışı kalmıştır. Fanatik kişi inandığı şey uğruna bir servet harcamaktan, kendi inancına aykırı olan insanlara zarar vermektenve hatta ileri durumlarda cinayet bile işlemekten kaçınmaz duruma gelir. Son ayların popüler konusu olan IŞİD terör örgütüfanatizmin geldiği noktaya iyi bir örnektir. IŞİD terör örgütünün başındakiler militanlarıı kendi inançlarına sahip olmayanları öldürmeyi allah rızası için yapıla bir faaliyet gibi göstermektedir. Bu sayede kendi içlerindeki öldürme yönündeki dürtülere kendi vicdanlarının da kabul edebileceği “allah rızası için yaptık” mazeretini kullanmaktadırlar. Tüm tarikatların, yasadışı faaliyetler yürüten tüm sözde dini kuruluşların, sözde vatan için çarpışan terör örgütlerinin…. vs. ideolojilerini insanlara kabul ettirme yöntemi bu özdeşleştirme sürecinden, bu fanatizmden geçmektedir.
Fanatizm, ister dini/siyasi bir görüşle, ister bir futbol takımını taparcasına desteklemekle, ister bir markanın yarattığı sanal değerlilik duygusuyla ilgili olsun çağımızın en temel, en hızlı çözülmesi gereken problemi gibi görünmektedir. Bireyleri markaların, sözde siyasetçilerin ve din adamlarının, tarikatların, terör örgütlerinin yarattığı sanal değerlilik, önemlilik, etkileyici ve vazgeçilmez oluş algısından ayrıştırıp uzaklaştırmak için bireylerin farkındalığını arttırmaya yönelik eğitimlere ağırlık verilmelidir. Bireylere, daha henüz çocukluk çağlarındayken ebeveynlerini eğiterek gerçek değer duygusu ve sağlıklı bir kimlik bilinci verilmelidir. Aksi takdirde kişiler sıradan birisi olmamak uğruna sözde din adamlarının, siyasetçilerin, tarikat şeyhlerinin, markaların, terör örgütlerinin kurbanı olmaya devam edeceklerdir.
WhatsApp us