Uzman Klinik Psikolog Gizem Sıla Bayraktaroğlu
İlişkiler, yaşamlarımızda büyük bir rol oynar, kim olduğumuzu ve dünyayı nasıl deneyimlediğimizi şekillendirir. İlişkiler sayesinde sevgi, güven, empati ve aidiyet duygularını deneyimleriz. Psikanalitik teori, ilişkileri ve içinde bulunduğumuz dinamikleri daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olan birçok önemli içgörü sunar. Özellikle ötekini anlamak ve anlaşılmak, psikanalitik perspektiften bakıldığında ilişkilerde çok önemli bir yere sahiptir. Psikanalitik kurama göre, insanlar bilinçli ve bilinçdışı motivasyonlar ile hareket ederler. Bu anlayışa göre, birinin gerçekten anlaşılması yalnızca söylenen sözlerin ötesinde, bu kişiyi derinlemesine tanımak, geçmiş deneyimlerini, travmalarını, arzularını ve korkularını anlamakla mümkündür. Sigmund Freud’un ‘bilinçdışı’ kavramı, insan davranışlarının ve düşüncelerinin büyük bir kısmının farkında olmadığımız içsel süreçlerden kaynaklandığını savunur. İşte bu noktada, empati ve derin bir anlayış devreye girer. Tabii ki bir ilişkide sadece sizin karşınızdaki kişiyi derinlemesine anlıyor olmanız yetmez; aynı zamanda sizin de aynı şekilde anlaşılıyor olduğunuzu deneyimliyor olduğunuzu bilmek önemlidir. Empatik bir bağ kurulduğunda her iki tarafın da kendilerini daha güvenli ve değerli hissetmesi kaçınılmazdır. Bu da ilişkinin sağlam ve sağlıklı bir temel üzerine kurulmasına katkı sağlar. Psikanalist Heinz Kohut’un ‘kendilik psikolojisi’ yaklaşımına göre, insanlar kendilerine anlam ve değer katacak ilişkiler ararlar. Eğer bir kimse ilişki içerisinde sürekli anlaşılmadığı ve değer görmediği durumlarla karşılaşırlarsa, bu durum kendilik duygusunu zedeler ve ilişkide kırılmalar yaşanır. İlişkilerde güç mücadeleleri, sevgi ve nefret arasındaki duygu değişimleri, hayal kırıklıkları ve beklentiler, tümü psikanalitik dinamiklerle açıklanabilir. Örneğin, bir kişinin çocuklukta ebeveyni ile yaşadığı çatışmalar bilinçdışı bir şekilde romantik ilişkisine taşınabilir. Bu tür dinamikleri fark etmek ve çalışmak, ilişkiyi daha sağlıklı bir hale getirebilir. Psikanalitik terapi süreçlerinde terapist, danışanını anlamak için aktif dinleme, sorular sorma ve empati kurma gibi birçok yöntemi kullanırlar. Benzer biçimde, günlük ilişkilerimizde de bu teknikleri kullanmak, karşımızdaki kişiyi daha iyi anlamamıza yardımcı olabilir. Ancak anlamak tek başına yeterli değildir; aynı zamanda kendimizi nasıl ifade ettiğimiz ve anlaşılmak için ne kadar çaba gösterdiğimiz de önem taşıyor. Psikanalizin sunduğu içgörüler ile dikkatli bir şekilde dinleme, empati kurma ve kendimizi doğru ifade etme pratiklerini benimsemek, ilişkilerimizi daha doyurucu ve anlamlı hale getirebilir.
WhatsApp us