Uzman Klinik Psikolog Serap Sözen
Sosyal kaygı bozukluğu, sosyal fobi olarak da bilinir ve kaygı bozuklukları arasında yer alır. Bu rahatsızlıkta, bireyler sosyal etkileşimlerde aşağılanacaklarını, reddedileceklerini veya komik duruma düşeceklerini düşünerek yoğun bir kaygı yaşarlar. Kalabalık önünde konuşmaktan kaçınma, yeni insanlarla tanışmaktan çekinme veya kalabalık ortamlarda yemek yemekten kaçınma gibi belirtiler görülebilir. Bu kaygıya çarpıntı, titreme, gerginlik, midede rahatsızlık hissi, ağız kuruluğu gibi bedensel şikayetler eşlik edebilir. Ayrıca, bireyler kendilerini sık sık acımasız eleştirilere tabi tutarlar ve olumsuz düşüncelere sık sık kapılırlar.
Sosyal kaygı bozukluğu toplumumuzda yaygın olmasına rağmen, bireyler genellikle utangaçlığın insan doğasının bir parçası olduğunu düşünürler ve bu nedenle yaşadıkları durumun bir psikiyatrik bozukluk olduğunu kabul etmekte zorlanabilirler. Bu da tanı ve tedavi sürecini geciktirebilir. Tedavi edilmeyen sosyal fobi, kendini ifade etme zorluğu, okul veya iş hayatında başarısızlık, mesleki kısıtlılık, arkadaşlık ilişkilerinde zorluklar, depresyon ve hatta intihar girişimleri gibi sonuçlara yol açabilir. Sosyal kaygı bozukluğu şiddetine bağlı olarak, genellikle psikoterapi gibi tedavilerle başarılı bir şekilde yönetilebilir bir rahatsızlıktır.
WhatsApp us